KİŞİSEL MARKA İNŞA ETMENİN ÖNEMİ

 Son dönemin en popüler tabirlerinden birisi, kişisel markalaşma. Hem Linkedin gibi sosyal medya platformlarında hem de beyaz yakalılara hitap eden etkinliklerde bu konu sıkça ele alınıyor. Ben de sizler için, nedir bu kişisel markalaşma, neden markalaşmalıyız, bize ne kazandıracak gibi sorulara yanıt vermeye çalıştım. 

Bu yazıda;

Kişisel markalaşma nedir?

Kişisel markalaşma için neler yapmalıyız?

Kişisel markalaşma için hangi kanalları kullanmalıyız?

Kişisel markalaşma bize neler kazandırır?

Başlıklarıyla merak ettiğiniz konulara cevap vereceğim. Haydi gelin ilk sorumuzla başlayalım. 

Kişisel markalaşma nedir?

Kişisel markalaşma nedir sorumu ben de son günlerin en popüler yapay zeka aracı Chatgpt'ye sordum ve şöyle bir yanıt aldım, "Kişisel markalaşma, bir kişinin kendisini bir marka olarak tanımlaması ve bu markanın özelliklerini geliştirmesi sürecidir. Bu süreçte kişinin kendine özgü nitelikleri, yetenekleri, deneyimleri, ilgi alanları ve değerleri ön plana çıkarılır ve bunlar bir marka imajı oluşturmak için kullanılır. Kişisel markalaşma, genellikle iş hayatında faydalıdır çünkü bu süreçte kişi kendini potansiyel işverenlere, iş ortaklarına ya da müşterilere daha iyi tanıtabilir. Ancak kişisel markalaşma, yalnızca iş dünyasında değil, sosyal hayatta da etkilidir. Kişisel markalaşma sayesinde insanlar kendilerine özgü bir kimlik oluşturarak daha güçlü ve etkili bir iletişim kurabilirler." Ne kadar tatmin edici bir yanıt tartışılır ama konu hakkında fikir verdiği çok net. 

Burada TDK tanımı yapmak gibi bir amacım olmadığı fazla zorlamadan ifade etmek gerekirse, kişisel markalaşma hizmet verdiğiniz alanda tanınan, bilinen, otorite kabul edilen kişi haline gelmektir. Bu alanda hizmet ihtiyacı olan kişiler online ya da offline bir arama gerçekleştirdiğinde karşılarına çıkan kişi olmaktır. Bunun olması için, hem dijital hem de fiziki yaşamda inşa edilmesi gereken bir imaja ihtiyaç vardır. 

Kişisel markalaşma için neler yapmalıyız?

Günümüzde her kapı internete ve haliyle sosyal medyaya açılıyor. Kişisel markalaşma için ilk adım bu mecralarda bulunmak olmalıdır. Fakat sadece bulunmak yetmez bu mecraların ruhuna uygun ve insanların işine yarayacak içerikler üretmek de gerekir. Sözü fazla uzatmadan yapılacakları madde madde sıralayalım.

Kişisel bir web sitesi sahibi olmalısınız

Bu tek sayfalık bir özgeçmiş sitesi de olabilir, blog da olabilir, profesyonel olarak hazırlanmış çok kapsamlı hizmet sunan bir web sitesi de olabilir. Kişisel web sitenizin durumu sizin bütçeniz ve yapmayı planladıklarınız ile orantılı olmalıdır. 

İşinize yarayacak sosyal medya mecralarında bulunmalısınız

Sosyal medyada bulunmak bir avantaj fakat işinize yaramayacak her sosyal mecrada bulunmanıza gerek yok. Bu hem vakit hem de enerji kaybı anlamına gelir.

Düzenli ve karşılıklı etkileşime açık içerikler üretmelisiniz

İçerik üretmek yetmez. İçeriklerinizi düzenli olarak üretmelisiniz. Bir günde beş paylaşım yapıp takip eden bir hafta boyunca hiç paylaşım yapmamak mantıklı değil. Aynı zamanda insanların size yorum yapması ve bu yorumlara cevap vermeniz de önemli. 

Linkedin gibi platformlarda ağınızı sürekli genişletmelisiniz

Katıldığınız etkinliklerde, yaptığınız paylaşımlar sayesinde vb. sürekli olarak yeni insanlar tanırız. Bu insanlar ile Linkedin ağımızı genişletmek oldukça iyi bir sonuç verecektir. 

Sektörel etkinliklere katılmalı ve insanlar ile tanışmalısınız

Her sektör kendi içerisinde online ve fiziksel pek çok etkinlik düzenler. İletişim sektörü, teknoloji sektörü gibi sektörler ise bu alanda nirvanaya ulaşmıştır. Fakat çiftçi ya da yazılımcı olup olmamanız fark etmez mutlaka yıl içerisinde katılabileceğiniz bir fuar, etkinlik, lansman vb. bulunur. Bu etkinlikleri takip etmeli ve katılım sağlamalısınız. 

Yaptığınız işleri paylaşmalısınız

İnsanlar sizin bir avukat olduğunuzu belki profilinize bakınca öğrenebilir ama nasıl bir avukat olduğunuzu siz anlatmadan bilemez. Fakat size gelen bir müvekkilinize nasıl yardımcı olduğunuzu anlattığınız post paylaştığınızda işler değişir. Aynı şekilde mükemmel bir dış cephe ustası olabilirsiniz ama yaptığınız işlerin fotoğrafını çekip paylaşmak bu hizmete ihtiyacı olan insanlara kalitenizi gösterecektir.

Sertifika, eğitim programı vb. şeyleri sürekli takip etmelisiniz

Hayat yüz yıl önceki gibi akmıyor. Her yıl teknolojiler, alışkanlıklar, davranışlar ve tabii ki meslekler değişir. Bu sebeple hem güncel kalmak hem de alanınıza olan hakimiyetinizi göstermek için eğitim ve sertifika programlarını takip etmelisiniz.

Günceli yakalamalısınız

Günceli yakalamak sadece güncel konuların sohbetini yapmak değildir. Alanınızda yahut herkesi ilgilendiren bir alanda yaşanan gelişmeleri öğrenin, okuyun, deneyimleyin. Bir tasarımcı olarak yapay zeka işimi elimden alacak diye agresif bir paylaşım yapmak yerine, "10 yıllık bir tasarımcı olarak yapay zekadan yararlanarak şunu yaptım" şeklinde bir paylaşım sizi hedef kitleniz gözünde çok farklı bir yere konumlandıracaktır.

Kişisel markalaşma için hangi kanalları kullanmalıyız?

Aslında yukarıda saydığım pek çok şey bu başlığın konusuna giriyor. Sosyal medya mecraları, blog siteleri, fiziksel etkinlikler kişisel markalaşma için akla gelen en iyi kanallar. Ayrıca "yorumlar" kişisel markalaşma için çok önemlidir. Paylaştığınız postun ya da videonun altına gelen yorumlar, Google işletme hesabınıza yapılan müşteri yorumları vb. diğer insanların düşüncelerini büyük ölçüde etkileyecektir.

Kişisel markalaşma bize neler kazandırır?

İşte geldik en can alıcı kısma! Tamam kişisel markalaşma konusuna önem verelim de, neden? Bu bize ne kazandıracak dediğinizi duyar gibiyim. Bunca emeğin ve çabanın elbette bir sebebi var. O da iş hayatı içerisinde sağlam bir konuma yerleşmek ve sonunda verilen emeklerin karşılığını alabilmek.

Haydi gelin daha somut bir örnek üzerinden gidelim.

Çok iyi bir dijital pazarlama uzmanı olduğunuzu hayal edin. Alanınızda gerçekten çok iyisiniz fakat sorun şu ki ben bunu bilmiyorum ve sizi tanımıyorum. Sosyal medyada aktif değilsiniz, işinize dair hiçbir içerik de üretmiyorsunuz. Sektörel etkinliklerle de pek alakanız yok... Sizce bu profilde bir insanın iş bulması kolay mıdır? Yahut kendi işini yapmak isterse müşteri bulabilir mi? Bence cevap hayır.

Kişisel markasını inşa etmiş standart bir dijital pazarlama uzmanı olduğunuzu hayal edin. Uzun yıllardır bir blog yazıyorsunuz. Sosyal medya hesaplarınızda sürekli alanınıza dair paylaşımlar yapıyorsunuz. Hem kendi sektörünüzün etkinliklerine katılıyorsunuz hem de müşteri bulmak amacıyla farklı sektör etkinliklerine katılıp insanlara kartınızı dağıtıyorsunuz. Bir müşteri alanınızda bir şey öğrenmek isteyim Youtube'a girdiğinde sizin çektiğiniz videoyu görüyor. Google üzerinden arama yaptığında sizin yazdığınız yazıyı okuyor. Sosyal medyada sizin yaptığınız paylaşımları takip ediyor. Etkinlikte müşteri ile fiziksel olarak yan yana gelip sohbet ediyorsunuz. Sizce böyle bir profile sahipken iş bulmak veya müşteri bulmak ne kadar kolay olur? Elbette çok kolay olur. 

Özetle kişisel markalaşma bize, öğrencilik döneminde staj, mezuniyet sonrası iş, ticaret yaparken müşteri kazandırır. Maddi kazançlar haricinde güvenilirlik, ulaşılabilirlik, tercih edilebilirlik gibi önemli avantajlar elde etmeye olanak sağlar.